Risk faktörleri olarak; Ailede psikiyatrik hastalık öyküsü, Sosyal sınıf, Zeka seviyesi, Travmatik yaşam olayları, Mizaç özellikleri, Aile ve akran ilişkileri, Gelişimsel gecikmeler, Çatışmalı aile ortamında büyümek en önde gelenler olarak sayılabilir.
Dayanıklı insanlar stresli hayat olayları ve değişimlerine çabuk adapte olanlardır. Daha doğrusu negatif duygular yaşandığında olumlu düşüncelere yönelebilmeyi hızlıca gösterebilenlerdir. Hayal kırıklıkları şiddeti değişen derecede olumsuz duygulara sebep olur. Böylesi zamanlarda başka inanç ve kararların devreye girebilme esnekliğini oluştururken karar verme mekanizmaları ve dikkat fonksiyonlarının iç içe işlev gördüğünü unutmamak lazım.
Tahmin edileceği üzere pozitif düşünce ve duyguların öne geçirildiği, keyifli ve farklı ilgi alanlarının çoğaltıldığı bir bünyede negatif duyguların barınması daha kısa sürelidir. Bilindiği gibi doğuştan getirdiğimiz özelliklerin farkına varıp belli egzersizlerle güçlendirilebilmeyi başarmak herkes için aynı süreçleri takip etmeyebilir. Psikoterapilerin ana çekirdeğini oluşturan farkındalık ve beceri gelişimi neden bazı kişilerde daha kolay ve diğerlerinde daha zordur? Biyolojik mekanizmaların rolü nedir?
Zihinselleştirme ve empati becerilerinin gelişimi psikoterapilerin ana odaklandığı alanlardır. Bu alanda duyguların algılanma ve yorumlanma biçimleri, bellekteki anılar, beklenti ve inançlar üzerinde çalışılır. Duygusal zekanın bileşenleri olan; farkındalık, öz-denetim, sosyal farkındalık ve sosyal becerilerin tümü terapi müdahalelerindeki hedef yapılardır.
Bu yazıda ruhsal dayanıklılığın sağlanmasına katkı sağlayacak bir terapi modeli olarak Zihinselleştirme Temelli Terapiden kısaca bahsetmek istiyorum. Aile terapilerinde kullanılan bu terapi modelinde Zihinselleştirme gelişiminin sağlanması için; birbirine güven kapasitesini genişletebilme, merakla dinleyen araştırmacı soru tekniği (yani etiketleme veya yargılayıcı olmayan) ile düşünmeyi öğrenmek, kendi ve diğerindeki duygulanımların farkına varabilmek, kendini karşıdakinin yerine koyabilmek, hikayesindeki devamlılığı sürdürmesine ve yorumlamasına ayna tutabilmek… süreçlerini çalışmak gerekir. Özetlersek zihinselleştirmede; empati, dikkat ve duyguların düzenlenmesinin bir arada incelenmesi esastır.
Bazı biyolojik öğelerin değişimi her ne kadar zor olsa da, biliyoruz ki insan adaptasyona çok açık bir varlıktır.
ÇocukluDünya Editörünün mesajı: Ruhsal dayanıklılık kişinin yaşadığı olaylara, biyolojik etmenlere ve karakterine göre değişiklik gösterebilmektedir. Aynı şekilde çocuklardaki dayanıklılık da ebeveynlerine, nasıl yetiştiklerine ve karakter gelişimlerine göre farklılık gösterebilmektedir. Her ne kadar, biyolojik etmenlerin etkisi olsa da uzmanlar her insanın dayanıklılığının doğru terapiler ve bakış açıları ile geliştirilebileceğini savunmaktadır.
Küçük yaşlardan itibaren çocuklar çevrelerinde gördüğü otorite figürlerini taklit etmektedir. Bu sebeple zaman zaman insan kendisinde fark etmediği davranışları çocuklarında gözlemleyebilir. Çocuklara doğru örnek olabilmek için ebeveynler önce kendilerini duygusal olarak geliştirmelidir. Bu süreç için uygun terapiler mevcuttur.
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.