“DOST ACI SÖYLER” dışarıya vuramadığımız, kimseye anlatamadığımız, içten içe üzüntü duyduğumuz hepimize çok tanıdık olan bilinç dışı bu duygunun dozu ayarlanmazsa ağır depresyona sürükler. Dozunda yaşanması ise kişiyi merhamet duygusu ile sarıp sarmalar. Hayatta acı çekmeden büyüyen insan yoktur. Hata yapmadan da büyüyen insan yoktur. Acı ve hatanın birleşimi suçluluk duygusunu oluşturur. Tabi burada aile motifinin de çok önemi var.
Kaderimiz doğduğumuz evlerde yazılıyor. Nasıl bir ailede doğduk, çevre, sosyoekonomik durum, sosyokültürel durum. Bebeklik ve çocukluk dönemi başladığınız anne kucağında biçimlenir ve şans denilen şey bebeğin anne karnın da ve kucağında başladığı dönemdir. İşte suçluluk duygusu taa o zamandan içimize çöreklenir. Suçluluk duygusu ile mücadele etmenin birçok yolları ve yöntemleri var elbette. Bu yollardan biri kendi içimize dönmek ve aile döngümüzü açıp başa dönmek. Eğer bebeklikten itibaren yetiştiğiniz ailede mutluluk doyumuna ulaşamamışsanız, hoşgörüsüz ve tölerans olmayan ebeveynler içinde kalmışsanız mutsuz olmak kader motifiniz olmuştur.
Çocuğu yetiştiren annedir. 0 – 9 yaş ileride ki hayatınızın temelidir. 0 – 9 yaş içerisinde aile içerisinde özellikle de anne tarafından yönlendirmeler ile hayatımız şekil alır. Annemizin her söylemi, her hareketi bilinç dışını oluşturur. Suçluluk duygusu da işte o zamanlardan oluşmaya başlayarak, git gide kök salar. Bazı anneler, çocuklarına söz geçirmek, onları zapt etmek, uslu durmalarını sağlamak ya da dediklerini yaptırmak adına ajitasyon a başvururlar. “Bak sen bunu yapmazsan ben çok hasta olurum.” “Oraya gidersen tansiyonum çıkar” “Sen beni yaramazlıklarınla çok üzüyor ve yoruyorsun böyle yapmayan devam edersen ben ölürüm.” Gibi çocukta çok ağır travmalar yaratacak konuşmalarla suçluluk duygusunun temellerini atmış olurlar. Çocukluktan gelen bu ağır suçluluk duygusunun altında ezilen çocuk, büyüdükçe yaptığı her hatadan dolayı kendini suçlar. Kendini sürekli suçlayan birey, yaptığı her şeyin hata olduğunu düşünmeye başlar. Bir süre sonra ve bu durum ağır psikolojik rahatsızlıklara, kişilik bölünmelerine ya da kişilik edinememe durumlarına gider. Yazının başında söylediğim dozunda suçluluk duygusu hissetme durumu ise, kişiyi büyük hatalardan korur. Çünkü büyük hatalar yapmıştır ve bedelini ağır ödemiştir. Bu hatalardan edinilen derslerle birlikte oluşan suçluluk duygusu kişiyi bu tarz hatalara karşı koruma altına alır. Çok süratli araba kullanan genç, birine çarparak yaralanmasına sebep olur. Bedelini elbette ki öder ama içinde suçluluk duygusu oluşmuşsa bu ve buna benzer bir davranıştan artık uzak duracaktır.
Bir daha ki yazımda görüşmek üzere.
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.