Çocuklarla Deprem Hakkında Konuşmak | Çocuklu Dünya
 
Çocuk Gelişimi

Deprem Çocuklara Nasıl Anlatılmalı?

Tarih: 31 Ekim 2020 - Cumartesi
Uzman görüşü için konu öner.

Deprem Çocuklara Nasıl Anlatılmalı?

Deprem sonrasında çocuğumuza nasıl davranalım?

 

Depremin ardından çocuğunuzla konuşurken veya bilgi verirken aşağıdaki maddelere dikkat ediniz:

 

Deprem hakkında çocuklara nasıl bilgiler verebiliriz?

Çocuklarla deprem hakkında konuşurken nelere dikkat etmeliyiz?

  • Çocuğumuzun yaşına göre çok basit ama kesinlikle doğru bilgi vermek: Depremin bir doğa olayı olduğunu, yerkabuğunun hareketlerinden kaynaklandığını kendi başına tehlikeli ve zarar verici olmadığını, doğru yerlerde ve uygun binalar yapıp gerekli önlemleri aldığımızda bir zarar görmeden atlatabileceğimizi sade bir dille, kısa basit cümlelerle fazla ayrıntıya girmeden anlatmalıyız. Çocuk sordukça ve onun sorularıyla sınırlı olarak ayrıntılandırmak uygun olur. Özellikle küçük çocuklar aynı şeyleri yeniden yeniden sorup anlatmamızı isteyebilirler. Bu isteklerini reddetmemeli, anlatmaktan kaçınmamalıyız. Bu davranışın çocuğun bir anlamda kendi kendini ikna etme, rahatlatma yolu olduğunu bilmeliyiz.
  • Bu yaşanılanın onun hatası olduğu duygusuna kapılmadığından emin olmak: Özellikle küçük çocuklar bu tür afetlerin kendilerinin olumsuz bir düşünce ya da davranışından kaynaklandığını düşünebilirler. Örneğin “Ben annemin sözünü dinlemediğim için oldu” ya da “Arkadaşıma vurduğum için oldu” şeklinde düşünerek suçluluk duyguları üretebilirler. Bunun önüne geçmenin her zaman “doğru bilgi vermek” olduğunu bilmeliyiz ve bunu uygulamalıyız.
  • “Korkulacak bir şey” olduğunu paylaşmak: Genellikle eğilimimiz “Korkulacak, üzülecek bir şey yok” diyerek korkma, üzülme mesajı vermektir. Oysa deprem korkulacak bir şeydir. Hepimiz az ya da çok korkarız. Bu durumda “Evet haklısın korkutucu bir süreç yaşıyoruz, ben de korktum hala da biraz korkuyorum ama şimdi uygun ortamdayız, güvendeyiz ve korkum giderek azalıyor. Sence korkumuzu azaltmak için başka neler yapabiliriz?” tarzı konuşmalar gereklidir. Böylece hem duygusunu anladığımızı, hem bu durumda herkesin korku yaşanmasının doğal olduğunu, hem de bu duyguyla baş etme yolları bulabileceğimizi söylemiş oluruz. Öte yandan pek çok şeyde olduğu gibi afet durumunda da çocuk yetişkinin bu duruma yaklaşımını, nasıl tavır aldığını gözleyecek ve bunu benimseyecektir. 
  • Sakince dinlemek: Çocuğun hissettiklerini anlamak amacıyla ne olup bittiğini, ne hissettiğini vb. sorgulamak onu sıkıntıya sokabilir. Bunun yerine onun anlattığı kadarını dinlemek ama yorum, teselli, öneri olmaksızın sadece ve sakince dinlemek en uygunu olacaktır. Bazen çocuk çok fazla anlatmak isteyebilir yine aynı şekilde bu sefer de kesmeden, durdurmaya çalışmadan yine sadece ve sakince dinlemeyi seçelim. Önemli olan şu: O istediği zaman, istediği kadar anlatsın biz dinleyelim. Gerçekten dikkatle, ilgiyle, göz temasını kaybetmeden dinlediğimizi ve anladığımız gösteren minik işaretler vererek dinleyelim. Çocuk onu dinlediğimizi, anlamaya çabaladığımızı, anladığımızı görmeli. 
  • Yakınlarla temasta olmak: Çocuğun sevdiği güvendiği kişilerle birlikte olması, sarılması, küçükse kucakta oturması, değecek şekilde yakın olmaya çalışması, elini tutması gibi fiziksel temas onu rahatlatacaktır bunlara izin verelim hatta daha ötesi istekli olalım. Yanında olmayan sevdiği yakınlarıyla haberleşmesini sağlayalım. 
  • Daha sonra olacakları anlatmak: Çocuğa bunun ardından daha küçük sallantıların geleceği, bunun normal olduğu zamanla küçülerek biteceği, sallantılar azaldığında evine dönebileceği anlatılmalıdır. Küçük çocuklar bir daha evlerine dönmeyecekleri fikrine kapılarak daha huzursuz olabilirler. “Her şeyin eskisi gibi olacağını” vurgulamak önemlidir. Tabii eskisi gibi olmanın olanaksız olduğu bir durum yaşanıyorsa bunun da olabildiğince basit ama doğru anlatılması gerekir. Bu onu çok üzecek olsa bile. Bu durumda yeni ama ilişkilerin eskisi gibi olduğu bir gelecek tasarımı sunmamız önemlidir. Oyalandığını ya da aldatıldığını düşünen çocuğun yaşadığı güvensizlik üzüntüden daha zedeleyici olacaktır.
  • Sosyal dayanışmada rol almasını sağlamak: Yaşına ve becerisine uygun biçimde yapabileceği görevler vererek dayanışmasını ve böylece kendini iyi hissetmesini sağlayabiliriz. Örneğin 3-5 dakika Ahmet Amca’nın elini tutarak onun korkusunun azalmasına destek olmak, Ayşe Teyze’ye bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sormak, kendisinden küçük bir çocuğu biraz oyalamak vb. 

 

Üye olun çocuk gelişiminde size rehberlik edelim!
Doğumdan itibaren çocuğunuzun gelişimine göre günlük eğitim planı
Uzmanların hazırladığı 2.500’den fazla eğitici oyun
Uzmanlarla seminerler
Uzmanlara danışma

Deprem hakkında konuşurken neler yapılmamalı?  

  • Tutamayacağınız sözler vermeyin.Verdiğiniz sözleri yerine getirin. Tutulmamış sözler güveni zedeler.
  • Gereksiz vaatlerde bulunmayın. Vaatlerinizi gerçeğe uygun ve olası zamanlarıyla ifade edin. Zamanı söylenmemiş vaatler çocuğun kaygısını artırır.
  • Etkileyici haberleri ortalıkta çok fazla konuşmayın, tv ya da sosyal medyada çok fazla ve tekrar tekrar haber, özellikle de travmatik görüntüler izlemeyin. Çocuğun göremeyeceği, işitemeyeceği, anlayamayacağı varsayımı ile değil, o yanınızda olmasa bile sizi işitebileceği, anlayabileceği kabulüyle davranın.
  • Çocuğu eğlendirmeye çalışmayın.

 

Tabii bu süreçte korkmuş, üzüntülü, kaygılı yetişkinin bunları yapması kolay olmayacaktır ama bu durumda çocuğu sarmalamak yapılacak en önemli şeydir ve belki bunu yapan yetişkine de iyi gelecektir. Afetler sonrasında, özellikle erken dönemde, kişilerin güvende olduklarını hissetmeleri ve yakınlarına kavuşmalarının ruhsal etkilenmeyi azaltan en önemli iki etmen olduğu görülmüş. Bu nedenle yakınlarla bir arada olmak, dayanışmak, acıları paylaşmak desteklenmelidir.

Tabii bütün bu çabaların başarısı çocuğun deprem konusundan ne kadar haberdar olup olmadığı yani ön hazırlığı ile de ilgili olacaktır. Dolayısıyla çocuklarımızda deprem bilinci oluşturmak yararlı olacaktır.

 

**** **** ******

Deprem gerçeği çocuklara nasıl anlatılmalı?

Uzman Pedagog Halide Karaarslan: Yurdumuzun büyük bir bölümünü etkileyen deprem karşısında hepimiz çok çok üzgünüz. Ancak depremin etkileri hem fiziki hem de psikolojik olarak uzun zaman sürecek… Bu durumda bizler ne yapabiliriz? Çocuklarımızla neleri ne kadar paylaşabiliriz? Konuyla ilgili olarak sizlere birkaç öneride bulunmak isteriz. Saygılarımızla…

1. Şu anda bütün haber kaynaklarında deprem ve sonuçları ile ilgili haberler yayınlanmakta. Bu haberleri çocuklarınızdan gizlemek hem çok zor olacak hem de çocuklarınızın daha fazla meraklanması ve endişelenmesine yol açacaktır.

2. Küçük yaşlardan beri sosyal medyayı, telefon ve bilgisayarı profesyonelce kullanan çocuklarınıza böyle bir yasak getirmek neredeyse imkansız olacaktır. Peki ne yapabiliriz?

  • Mümkün olduğunca çocuklarınızın yanında olun, gerçekçi bilgiler veren bir TV kanalı seçerek kısa sürelerle birlikte izleyin.
  • Binaların sağlamlığının, işini doğru yapmanın önemli olduğunu vurgulayın.
  • Depremin bir çok ülkede hasar yaratan bir doğal afet olduğunu anlatın. (Bu konuda TÜBİTAK ve ODTÜ yayınlarının çocuklar için hazırladığı Volkanlar ve Depremler kitapları aydınlatıcı olacaktır)
  • Deprem ve doğal afetlerden korunmak için eğitimin, sağlam yapıların, yol ve evlerin yapıldığı bölgelerin önemi hakkında konuşun.

3. Yardım faaliyetlerini çocuklarınızla birlikte yapın. Bölgeye yardım götüren AKUT, AFAD, Paw Guard, Haytap ve belediyeler hakkında birlikte araştırma yapın. Hangi malzemelere ihtiyaç duyulduğunu paylaşın. Listelerdeki malzemelerden birlikte seçim yaparak gönderim sağlayın.

4. Doğru bilgiyi anne baba olarak mutlaka siz verin. Çünkü bu süreç uzun sürecek ve çocuğunuz birçok kanaldan farklı söylemler duyacaktır.

5. Çocuğunuzun ilk ve doğru bilgiyi sizden alması bu süreçte çok önemlidir.

6. Olayı saklamak ya da görmezden gelmek yerine sakin ve soğukkanlı bir şekilde çocuğunuzla paylaşın. Üzüntünüzü belirtin. (Aşırıya kaçmadan)

* * * * * * * * * * * *

ÇocukluDünya Yıllık Premium üyeleri uzmanlarla organize ettiğimiz seminerlere katılarak sorularını sorabiliyor. Siz de bu seminerlere katılıp sorularınızı sorabilir ve diğer üyelerimizin deneyimlerinden faydalanabilirsiniz. Yaklaşan etkinliklerimizi ve eski seminerlerin video kayıtlarını websitemizdeki Seminerler kısmında görebilirsiniz. Aşağıda daha önce sorulan sorulardan bazılarını ve cevaplarını görebilirsiniz.

Deprem gibi afetler çocuklarla nasıl konuşulmalı?

Hocam, çocuklarımıza yaşlarına uygun olarak deprem konusunu nasıl anlatmalıyız? Çünkü teknoloji çağındayız, ne kadar özen gösterirsek gösterelim, bir yerden duyuyorlar. Hele şimdi okullar başlayacak, pek çok yerden duyacaklar. Biz onlara nasıl anlatmalıyız?

Eğitim Danışmanı – Pedagog Prof. Dr. Norma Razon:Bir kere önemli bir noktaya değindiniz. Cepten duyuyorlar, öğretmenlerinden duyacaklar, sınıf arkadaşlarından duyacaklar bu felaketi. En uygun şekilde, en basit şekilde anne ve babalarından duymaları çok önemli. Yani bu saklanamayacak kadar büyük bir felaket. Dolayısıyla bunu öncelikle anne ve babaların çocuklarına açıklamaları lazım. Televizyonda bu haberleri görmeleri dayanılır gibi bir acı değil. Dolayısıyla bundan muhakkak kaçınmak lazım. Tabii ki, bu felaketi saklamak da mümkün değildir. Doğru da değildir. Onun için aileler çocukların yaşlarına uygun olarak açıklama yapmak zorundalar. Bu açıklamayı yaparken bilimsel bir açıklama yapmak en uygun olan, ama bilimsel demek muhakkak çocukların anlamayacağı bir dil kullanmak demek değil. Yani okul öncesi çocuklarla konuşurken yer kabuğunun hareketinden bir sarsıntı olacak. Bu sarsıntının üzerinde sağlam olmayan yapıların dayanamayacağı, çökebileceği ancak eğer bu binalar sağlamsa ve kuru yerleri yapılmışsa, yani tehlike olmayacaksa, bunların yıkılmayacağını çocuklara anlatılabilmeli.

Şimdi çocuğu tabii en çok ilgilendiren depremin nerede olduğu değil, kendi oturduğu yerin sağlam olup olmadığı. Eğer kendi oturduğu binada sarsılırsa, sallanırsa, deprem olursa acaba başına ne gelecek? Acaba oturduğu ev yıkılacak mı? Acaba sokakta mı kalacak? Acaba annesiz babasız mı kalacak? Dolayısıyla birinci adımda çocuğa depremin ne olduğu çok kısaca anlatıldıktan sonra ikinci adımda da muhakkak çocuğun güvende olduğunu anlatmak lazım. Yani oturduğu binanın güvenli bir bina olduğu, anne ve babasının yanında olduğu. Bunlar çok önemli.

Peki depremi anlatırken sonuçta güzel bir şey anlatmıyoruz. Hani gerçekten korkutucu bir şey anlatıyoruz, dediğiniz gibi, hani bilimsel bir şekilde anlatmak lazım ama çocuk illa ki korkacak diye düşünüyorum. Yani o endişe çok tavan yapmaması için elimizde nelere dikkat etmeliyiz? Ya da beden dilimizle şöyle: Tabii ki, hem ürkütücü hem üzücü bir olay. Onun için bunu hafife alarak anlatmak mümkün değil. Çocuklar küçük olduğu zaman böyle bir somut örnekle anlatmak iyi olabiliyor. Şöyle ki, mesela birkaç tane küpü üst üste koyup masayı sallarsınız ve küplerin devrildiğini çocuğa gösterirsiniz. Neden devrildiğini de anlatırsanız: "Bak, bu küpler birbirine eksik olmadığı için, birbirinin üzerine tam olarak oturmadığı için ve biz böyle masayı da salladığımız için bu küpler devrildi. Ama bak, şimdi ben sana birkaç tane küp daha göstereceğim. Bu küpler iyice birbirine yapışmış olur, böyle zemini daha geniş olur ve sallandığı halde bu küpler devrilmez." Bak, diyorum, bu küpler masayı salladım halde devrilmediler. Çünkü bu küplerin malzemesi çok sağlam ve bu küpler birbirlerine yapışık durumda. Dolayısıyla güzel bir şekilde, doğru bir şekilde ve doğru malzemelerle yapıldığında da yıkılmayabiliyor. Yani bazen deprem olur, ama her depremde de binalar yıkılacak diye bir şey yok. Eğer inşaat doğru yere yapılmışsa, depremden zarar görmeyecek bir yere yapılmışsa, binayı oluşturan beton sağlam bir şekilde yapılmışsa da bu yakın olmayacaktır gibi bir açıklama yapılabilir. Korkuyorum diyebilir çocuk, çok haklısın diyorum. Evet, depremden korkulur. Ben de korkuyorum depremden, ama en azından biz binamızın sağlam olduğunu bildiğimiz için, deprem sırasında korunmayı bildiğimiz için, binamızın inşa edildiği alan güvenilir olduğu için biz yanlış yere yapılmış bir inşaatta oturanlardan daha az korkuyoruz. Hani hiç korkmuyoruz, hiç üzülmüyoruz, hani böyle bir gerçek yok. Dolayısıyla evet, ama tabii ki mümkün olduğu kadar basit ve hafif anlatmak. Çünkü bu bilgi çocuğa verirken yaratmak istediğimiz, çocuğun uykularını kaçıracak korku değil, muhakkak depremin her gün yaşanmadığını belki söyleyerek nezaket göstermek. Yani oturup bekleme, bir şey yapmama adına.

Dünyanın değişik yerlerinde de depremler olduğunu ama binaların, hatta çok sağlam inşa edildiğinde kullanılan malzemenin tam ve uygun şekilde kullanıldığında yıkılmadığını söyleyebiliriz. Tabii bu depremi çocuklara anlatırken hep felaket kısmı üzerinde durmamak lazım. Geçen hafta meslektaşlarımın da bir konuşması vardı deprem hakkında, çok da güzel bir konuşmaydı. Gelecek hafta da yine onlar depremi anlatacaklar.

Burada vurgulanan da, yani yıkılan enkaz altında kalanlar gibi yalnız kötü haberleri vermek değil. Ama bu sarsıntıya rağmen, yıkıma rağmen birçok kişinin kurtarıldığı, birçok kişinin sağ ve sağlam olduğu ve işte dürüstçe yapılan inşaatlarda, doğru yapılan inşaatlardan da insanların sağ çıktığına dair. Hani daha çocuklarda ümit uyandıran, daha olumlu mesajlar da vermekte yarar var. Yani yalnız ölümler, kayıplar, yıkılan binalar, yaralananlar, hala enkaz altında olanlar. Bu bilgiyi sadece çocuklara vermek, ancak çocuklarda karamsarlık, ümitsizlik ve korku yaratır. Gerçekten bizim uykularımız nasıl kaçıyorsa, benimki de öyle kaçar. Bizim yapmak istediğimiz bu değil tabii.

Yani sağ kurtulanları, onlar odaklı biraz konuşmak. Çünkü ölümü soracaklar, yani depremde ölünüyor mu? Ya da ölenler olmuş diye gelecekler bize. Evet, ama işte sağ kurtulanlar daha fazla gibi bir açıklama mı yapmak lazım, kurtulanlardan çok kurtulanlar. Bu kurtulanların nasıl kurtulduğu, yardımlaşmanın nasıl yapıldığı ve bizim bu kurtulanlar için neler yapabileceğimizi de konuşmak gerçekten.

Yakın çevremizde duyuyoruz, işte çantasındaki 10 lirayı depremde nelere ayıran çocuklar, 5 tane oyuncağı varsa üçünü depremzedelere ayıran çocuklar. Kalın giysilerinden iki tanesini, üç tanesini yine depremde çocuklara ayıran birçok çocuk var. Yani bu duyarlılığı, bu bilinci uyandırmak da çok çok önemli. Hani tamam, deprem oldu bitti, yine yetinmeyip, yani herkes kendi payına da düşeni düşünebilmeli, neler yapabilir, nasıl yapabilir, nasıl ulaşabilir, bu tip bir plan yapıp yardımlaşmak iyi geliyor insanlara.

Nitekim geçen hafta sizde onu söyle, depremzedeler için giysileri paketlemek, yiyecekleri paketlemek, onlara yardım elini uzatmak insanı bir nebze ferahlatıyor. Tabii ki, acımız yok etmiyor, ama özünde yine aslında kendimiz için bir şey yok, bize iyi geliyor çünkü.

Yine çocukları ümitsizliğe sürüklememek adına da, hani bundan sonra yapılacak inşaatlar, binalar ne kadar doğru bir zemin seçilerek yapılırsa, inşaatta kullanılan malzeme ne kadar doğru seçilirse bunlar, kullanılırken hiçbir sahtekarlık, hiçbir hırsızlık yapılırsa yapılır, yapmazsa bir gün bu depremlerin de önünün alınabileceği, daha az olacağı, daha az kayıp verileceği çocuğa anlatılabilir. Böylece yani çocuklara da bu anlatımı yaptıktan sonra onlara da karamsarlığa sürüklememiş oluruz diye düşünüyorum. Çünkü anlattık, oldu bitti değil. Bu konu daha çok uzun süre dillerde dolacak. Çok uzun süre acılar konuşulacak mıyım hani çok çabuk gündemden düşecek bir konu değil bu felaket. Biz deprem ülkesindeyiz, bu bizim gerçeğimiz.

Dolayısıyla evet, bu yapılan inşaatlardan yola çıkarak aslında, bence anne-babalar olarak bizim en önemli yapmamız gereken şey, çocuklarımıza her ne yapıyorsan, onu düzgünce, kurallarına uygun, dürüst bir şekilde yap. Elinden gelenin en iyisiyle yap bunu. Sanırım öğretmemiz gerekiyor. Çünkü belki bizim çocuğumuz geliyordu inşaat mühendisi olacak, mimar olacak. Dolayısıyla ya da hangi meslekten olursa olsun, prensip olarak, bizim her çocuk, matematikte çok başarılı olmayacak. Çünkü farklı zeka seviyeleri var. Ne yapıyorsan yap, elinden geleni en iyisini yap. Evdeki sofrayı toplamasından, yatağını toplamasından tutun, her şeyine kadar. Bu mesajı sürekli işleyerek büyütürsek, ülkenin geleceğine dair biraz mutlu olabiliriz diye düşünüyoruz. İnsan yetiştirmek çok çok önemli. Hani dediğiniz gibi, elinden gelen en iyi yap, dürüst ol, doğru yap. Yaptığını kontrol et. Bütün bunları söylemek de biz ahlaklı çocuk, yani bir gün ahlaklı yetişkinliğini yetiştirmiş oluyoruz, ahlaklı vatandaşını yetiştirmiş oluyoruz. Ki çok çok önemli tabii, bütün bu bilgilerin verildiği bu günlerde de.

Çocuğun güvende olması da çok önemli, yani anne-baba konuşurken sarılarak, severek, öperek, okşayarak konuşmalı. Yani sevgisini çocuğa hissettirmeli. Yani çocuk korkuyorum diyorsa, anne-baba bu korkuyu hafifletirken, sarılsın, öpsün, okşasın. Bu sevgi ve şefkat göstermekten kaçınmasınlar. Yine aynı şekilde, güven duygusunu çocuğa muhakkak vermek lazım. Yani içinde oturduğumuz bina sağlam bir binadır. Biz buradayız, gereken bütün önlemleri aldık. İşte binanın sağlamlığını kontrol ettirdik. Oturduğumuz semt, bölge, burası güvenli bir bölgedir. Hani çocuğun da bir şekilde bu endişesini sıkıntısını gidermek lazım

Daha sonrası için bir sarsıntı olabilir ama binamız sağlam, bir yerimiz sağlam. Dolayısıyla sallanırız ama bize zarar gelmez. Ayrıca, daha sonra da konuşacağınız için ona girmiyorum. Biz önlemlerimizi de aldık, deprem çantalarımız da hazır şeklinde çocuğu bilgilendirmek lazım.


Üye olup, Haftalık Programımızı uyguladığınızda, 14 gün içinde çocuğunuzdaki değişimi fark edeceksiniz.
Çerez Kullanımı
Kişisel verileriniz, mevzuata uygun olarak toplanıp işlenir. Detaylı bilgi almak için Verilerin Korunmasını inceleyebilirsiniz.
X