Bireyin başkaları tarafında değerlendirileceği alanlarda bir ya da birden fazla toplumsal durumda belirgin şekilde endişe ve korku duymasıdır.
Sosyal kaygının üç nedeni vardır. Bunlar; kalıtsal eğilim, ebeveyni model almak ve üzüntülü anılardır. Çocuklar birine veya hepsine sahip olabilir. Çocukların sosyal kaygı yaşamalarının ilk sebebi kalıtsal eğilimdir. Çocukların aile kökenlerine bakıldığında sosyal kaygılı çocuğun kişilik özelliklerine benzer özellikleri olan aile bireyleri olduğu görülebilir. Tamamen sosyal kaygı özelliği taşımasalar dahi bazı belirtiler kendini gösteriyor olabilir. Sosyal kaygıya ait direkt bir gen keşfedilmemiş olsa da kaygılı olmaya yatkın olmakta da göz ve saç rengi gibi kuşaklar arası geçişle mümkündür. İkinci neden ise çocuğun aile bireylerini model almasıdır. Örneğin, toplu ortamlarda konuşma başlatmakta güçlük yaşayan bir ebeveynini veya insanlar içinde aşırı utangaç davranışlar sergileyen ebeveynini gözlemleyen çocuk bu davranışları taklit edebilir. Çocuk bu davranışları ebeveyninden gözlemleyerek öğrenir. Üçüncü neden ise üzücü anılar ve olaylardır. Örneğin; çocuğun sınıf önünde sorulan soruya yanlış cevap verdiğinde tüm arkadaşlarının gülmesi sosyal kaygıyı tetikleyici bir unsurdur. Tüm bunlar sosyal kaygının oluşmasında ve tetiklenmesinde rol oynamaktadır.
Çocuk ve ergenin beklentileri, gevşeme ve nefes egzersizleri, düşünüş biçimini değiştirmeye yönelik çalışmalar, belirli durumlarda kaçınma var ise bunlara aşamalı maruz bıraktırma gibi yaklaşımları içeren bilişsel davranışçı terapi yöntemi ile çalışılır. Terapiye ek olarak psikiyatristlerin uygun bulduğu durumlarda ilaç tedavisi eşlik eder
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.