Aile bazındaki esas kararların ve işleyişin çocuğa bırakıldığı, çocuğun kontrolsüz güç sahibi olduğu ve çocuğa doğru sınırlar koymakta zorlanan aile yapısıdır. Bu ailelerdeki çocuklar; yoğun öfke ve ağlama krizleri geçirebilir, istediği olmadığı takdirde aile bireylerine büyük zorluklar yaşatabilir, evdeki üstün gücünün kendisine tanınmadığı bir okula gitmek istemeyebilir, akran iletişimlerinde zorlanabilir ve vurma-kırma gibi davranışlara kolaylıkla yönelebilmektedir. Çocuk-erkil ailelerde ebeveynler çocuklarına bir yandan inanılmaz uzun açıklamalar yapıp dil dökerken öte yandan ‘’Ne olur beni üzme, Ağlayacağım ama…’’ şeklinde sık sık neredeyse yalvarırlar. Ve bazen aile için büyük yaşamsal kararları çocuğa bırakırlar.’’ Bahçeliyi mi bahçesizi mi, hangi evi satın alalım istersin annecim babacım...’’ gibi iyi niyetli cümleleri de duyabiliyoruz.
Bu ailelerimizde güç artık çocukta olduğu için ebeveyni ve evdeki işleyişi artık çocuk kontrol etmektedir. Evde roller karışmıştır. Anne baba artık çocuktan izin almaya başlamıştır. Ve karar mekanizması çocuğa geçmiştir.
Ne yazık ki değildir. Çocuk-erkil ailelerdeki çocuklarımız genellikle:
Banyo yapmak istemeyen, yemek saatinde yemek yemek istemeyen daha çok ve daha çok tablet oynamak isteyen çocuğa sınırsızca tablet verilmesi görünürde onu mutlu etse de bu aldatıcıdır. Çünkü çocuklar düşündüğümüzün aksine ‘‘Sınır ve Kural Severler’’ Şefkatli, sevgi dolu ve kararlı ebeveynleri tarafından kendisinin doğal haklarını ve gelişimini engellemeyerek doğru koyulan sınırlar onlara kendilerini güvende hissettirir. Kendilerinin üzerinde, yetkin ama sevgi dolu bir güç olması içsel olarak kendilerini sevgi ve güvenle kuşatılmış ve kapsanmış hissettirir. Ebeveynini sınırsızca kendisinin kontrol ettiğini düşünen çocuk ebeveynine öfkelidir. Bir ebeveyni sınırlara uyarken diğer ebeveyninin uymaması ise çocuk zihninde koyulmuş sınırların geçerliliğini kaybettirir. Bu nedenle anne ve babanın sınırlar konusunda tutarsız davranmaması gerekir. Sınırı ve tutarlılığı koruyamayan bir ebeveynin ise devamlı ‘’Babana sor, annene sor...’’ diye çocuğu diğer ebeveyne yönlendirmesi, yönlendiren ebeveynin zayıf olduğunu ve kendisini kapsayamayacağını, kurallarının dikkate alınmayabileceğini çocuğa düşündürebilir. Dolayısıyla anne ve babanın etkileşimli olarak sınır ve kurallar konusunda birbirinden haberdar ve tutarlı olması gerekmektedir.
Sınırların detayları, özel sınır koyma üslupları ve kurallarına ayrı bir başlık açmayı hedeflediğimi belirterek sonlandırıyorum.
Hepimiz sevgi ve güven sınırları içindeyken yeni ve mutlu keşifler yapabiliriz. Öte yandan çocukluk demek merakla keşfetmek demektir. Keşiflerini güvenle destekleyerek erkil sistemlerden uzak bir elin beş parmağı gibi bireysel ama hep birlikte doğru sınırlarla yaşamanın tatlılığına inanıyorum. Anaerkil, ataerkil, çocukerkil değil bir ekip halinde, güven sarmalanmasıyla keşif dolu bir hayat diliyorum.
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.