Oyunun Çocuğun Gelişimine Olan Etkileri Nelerdir?
Çocuk Oyunlarının Önemi
“Nedir bu uzmanların bu oyuna düşkünlüğü? Her zaman verdikleri tavsiye: Çocuğunuzla oynayın; iyi de, oyna, oyna, oyna… Bitmiyor ki.”
“Çocuğunuzla oynayın, dedi, pedagog ama ben oynamayı sevmiyorum ki…”
“Oyun, oyun, oyun, başka bir şey yok dünyasında. Ne sorumluluk, ne ödev bilinci.”
Bu sorular, sitayişler ve benzerleri daima seslendirilir.
Çocuk aktivitelerinin vazgeçilmezi olan oyunu, biz yetişkinler, kimi zaman sadece çocukları bir tür avutma yöntemi olarak gördüğümüzden, kimi zaman da oyun araçlarını sadece etrafımızı çevreleyen kutu kutu, renk renk, kurması da toplaması da o değerli dakikalarımızı alan ıvır zıvırdan ibaret gördüğümüzden pek de sevemeyiz. Hem zaten o kadar yorgunuzdur da…
Çocuklar için oyun
Oysa çocuklar için oyun, sadece çocuğun bir gelişim ihtiyacı değil, bir erişkinin de kendisi, geçmişi, büyükleri, deneyimleri ile ilişki kurabildiği, anıların ve dolayısıyla kendi olma serüveninin başında bulunan çocukluğu ile bağlantıya geçebildiği bir dünyadır. Bu nedenle, kimimiz için kaçınılası bir yönü vardır; çocukluğun geride bırakılması dayatması, oyunla birlikte aklımıza gelen acı-tatlı anılar, kimi zaman da bir oyuna dalarsam, oradan çıkamam düşüncesi oyun oynamaya kendimizi bırakmamızı engelleyebilirler.
Oyun bu anlamda kendiliğinden ortaya çıkan, hem bu dünyaya ait, hem de insanın (büyük ve çocuk) düşlemlerine ait bir etkileşim alanıdır. Oyunun oyun olabilmesi için altın kelime, biz uzmanların “nitelikli zaman” dediklerinin tam tanımı, sahiciliğidir. Kendini oyuna kaptırmadır. Anın içinde oluş, oyuna kendini veriş ve sahiciliktir. Anne babalar “nitelikli zaman” geçirip geçirmediklerini, kendilerine “Bu bana zevk veriyor mu? Gerçekten hoşuma gidiyor mu?” sorularını sorarak anlayabilirler.
Oyunun Çocuk Gelişiminde Önemi Nedir?
Oyun, hem zevk alma, risk alma, sevinç, korku, kızgınlık gibi duyguların hareket merkezi olan beyin bölgelerinin (mezolimbik yolaklar) hem de dürtü denetimi, davranış planlama, kendini regüle etme, dikkat sürdürme gibi yürütücü işlevlerin düzenlendiği bölgelerin (prefrontal yollar) bir arada çalıştığı etkinliklerdir. Çocuklarda gerçek hayat simülasyonu, oyunlardır. Oyunlar aracılığıyla, geleceğe bugünün, bu anın içinde bulunularak hazırlanılır.
Bu nedenle, biz çocuk ruh sağlığı uzmanlarının düşkün olduğumuz oyun, çok değerli bir etkileşim alanıdır. Çocuklar okulda bile oyunla öğrenir; eğlenceli olmayan, onları o anda tutmayan, an içinde tekrar ve tekrar ve tekrar edilerek hatıra sistemine katılamayan bilgi, bilgi değildir. Yabancı dil de oyunla öğretilir, matematik de; doğanın oyun oynama biçimi olan Newton fiziği de…
Çocuk gelişiminde oyun sadece çocuk oyunu, elbette değildir. Filozof ve tarihçi Huizinga, insanı “Homo Ludens” “Oynayan İnsan” olarak tanımlarken, insanı insan yapan özelliklerinden en temel olanın bir oyun düzeni içinde yaratmak ve hayal etmek olduğunu, kültürün de bunun üzerinde geliştiğini söylemektedir.
Bir dans da oyun biçimidir, oyun da bir dans gibidir. Müziğin ritmine kendimizi bırakıp, o töreselliğin içinde anı karşılamak pratiğidir.
Çocuklarımızla yaşam sevincini paylaştığımız danslar etmemiz, nice oyun oynamamız dileğiyle